Gerçekten Ne İçin Çalışıyoruz?
“Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyoruz…”
“Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyoruz, ihtiyacımız olmayan şeyleri almak için... sevmediğimiz insanları etkilemek uğruna.”
— Fight Club
Bu cümleyi ilk kez duyduğumda, sadece bir film repliği gibiydi.
Ama kanser tedavisi gördüğüm dönemde, hayatım yavaşladığında yeniden düşünmeye başladım.
Bir Dolabın İçinde Saklı Gerçek
Tedavi sürecinde evde geçirdiğim uzun bir dönem oldu.
Bir gün dolabımı açtım — yıllar içinde biriken kıyafetler sanki üzerime ağırlık yapıyordu.
Yeni bir elbise asabilmek için diğerlerini iterek yer açmaya çalışıyordum.
Ve o an fark ettim:
Gerçekten ihtiyacım olan şeyler için mi çalışıyordum,
yoksa bir şey aldığımda hissettiğim o kısa mutluluk anının peşinde miydim?
Bir sabah, dolabımdaki kıyafetlerin ¾’ünü ayırıp ihtiyaç sahiplerine verdim.
Kalan boşlukları gördükçe, içimdeki ferahlık da arttı.
“Eksilmek bazen en büyük zenginliktir.”
Daha Azla Daha Fazla Hissetmek
İş hayatına geri döndüğümde, alışkanlıklarım değişmişti.
Artık alışveriş yapmak, ödül gibi değil, sorgulama sebebiydi.
Şimdi başka bir ülkede yaşıyorum, evden çalışıyorum, ve kendime her defasında aynı soruyu soruyorum:
“Gerçekten gerek var mı?”
Bu basit soru, zamanla bir yaşam felsefesine dönüştü. Çünkü artık biliyorum:
Anlam, unvanlarda değil.
Tatmin, maaş bordrosunda değil.
Başarı, dışarıdan görünen ışıltıda değil.
Kariyerin Sessiz Sorusu: Neden Çalışıyoruz?
Modern dünyada çoğu insan, bu soruyu hiç sormadan yıllarını geçiriyor.
Ama kendimize dürüst olduğumuzda, o soru hep orada:
“Gerçekten ne için çalışıyoruz?”
Belki de tanımı yeniden yapmak gerekiyor:
Başarı = Sakin bir zihin
Zenginlik = Zamana sahip olmak
Statü = Kendi değerlerine sadık kalabilmek
Hayat, izlenim yaratmak değil; iz bırakmakla anlam kazanıyor.
Küçük Bir Not
Tyler Durden’ın söylediği gibi, ben işimden nefret etmiyordum.
Aksine, işimi çok seviyordum.
Ama o cümle, bana “hayata dair gerçekten neyi seviyorum?” sorusunu sordurdu.
Ve bazen, bir film repliği bile hayatın yönünü değiştirebiliyor.